Firmitas, Utilitas, Venustas
Mimarlığın atalarından sayılan Antik Romalı Mimar Marco Vitruvius bu ilmin temelini üç önemli kavram üzerine oturtur. Firmitas, Venustas, Utilitas. Sağlamlık, Güzellik, İşlevesellik…
Sağlamlık bir binanın güvenilir olması, zamana meydan okuması gerekliliğini hatırlatır. Güzellik ise estetikten ziyade orantıyla, dengeyle ilgilidir. Yapının sağlam ve doğru oranlara sahip olması da yetmez, aynı zamanda kullanışlı olması gerekir.
Saf Toprak olarak bizim de üretim ilkemiz de Rönesanla tekrar hayat bulan, antik Roma’nın mükemmeliyet formülü Firmitas, Utilitas, Venustas
Sağlam, güvenilir, soluğu tüm sezonu göğüslemeye yetecek; güzelliği dengesinden gelen, hiçbir öğenin diğerinden sahne çalmadığı, bütün, lezzetli; işlevsel, malzemesi olduğu yemeği bir üst seviyeye çıkaran, kokuları lezzetleri en mükemmel şekilde bağlayan, zeytinyağı gibi zeytinyağı…
Yaptıklarımız, Yapmadıklarımız...
Yaptıklarımız…
Zeytini olduğu gibi seviyoruz. Bizim için önemli olan zeytine doğasını en iyi şekilde ifade edebilme fırsatı vermek. Kendimizi zeytinin sahibi olarak görmüyoruz. Zeytin bizim ortağımız, yol arkadaşımız. Onun ihtiyaçları da en az bizimkiler kadar önemli.
Türkiye’de yüzü aşkın tescilli zeytin çeşidi olsa da üretimi olan zeytin çeşidi bir elin parmağını bulmuyor. Her çeşidin DNA’sı içinde sakladığı bir hazine var. Yol arkadaşımız zeytinle bu hazinenin peşindeyiz. Ayrışan, kimseye değil kendine benzediği için güzel olan, daha acının, daha yakıcının sessiz sedasız çeşitleri dövmediği bir zeytin dünyası bizimki. Meraklıyız. Koruyucuyuz. Elimizin, kapasitemizin ulaşabildiği tüm zeytinleri deneyerek, tüm kıvrımlarıyla, çıkıntılarıyla, fazlasıyla, eksiğiyle zeytinine benzeyen sağlıklı, kusursuz zeytinyağları yapıyoruz. Saf Toprak’ta hiçbir zeytin diğerinden daha iyi ya da daha önemli değil. Türkiye’nin en iyi zeytini şudur, en iyi zeytinyağı bölgesi budur gibi önermelere girmeyecek kadar profesyonel ve zeytinseveriz.
Merkezimiz Manisa, Köprübaşı. Sıkım tesisimiz henüz yok. Kökümüzün olmamasını bir avantaja dönüştürmek, göçebe arıcılık usulü çalışıp, iyi zeytin bulduğumuz yerde sıkım yapmayı kısa vadeli üretim stratejimiz olarak belirledik. Manisa, Muğla, Aydın üçgeninde çalıştık, 2022’de. Hedefimiz Kök salmak, evet ama göçebe ruhumuzdan da vazgeçemiyoruz. Güneydoğu Anadolu’da bir ayağımız olsun, Mezopotamya’nın zeytinleri nereye varabilir görelim istiyoruz. Bir yandan Ege’de köklenirken Karadeniz, güney doğu, doğu Anadolu ağaçlarında aşımız, zeytinyağı haritasının gelişmesinde payımız olmasını diliyoruz.
Bizim için zeytinyağına acılık ve yakıcılık veren, sağlık kaynağı fenoller bir zeytinin diğerinden daha iyi ya da kötü olduğu anlamına gelmiyor. Doğası gereği fenolü Memecik’ten daha düşük olan Tirilye bizim için daha az güzel, daha az kıymetli değil. Aslolan sağlıklı ve dengeli bir zeytinyağı yapmak ki bunun için orta-hafif yakıcılık acılık yeterli bir düzey.
İşe toprakta zorlanmamış zeytinlerle başlıyoruz. Ağacın verdiği kadarına müteşekkir olup, sıkım sırasında zeytinin doğasının ihtiyaç duyduğu ısı ve zamanda sıkıyoruz. Buna da zeytini dinleyerek, sıkım sırasında aroma profilini takip ederek karar veriyoruz. Her zeytin, her an için terzi usulü sıkım stratejileri edinmeyi seviyoruz.
Yapmadıklarımız…
Zeytini protein tozlarıyla beslenip, acayip kaslar yapan bir vücut geliştiriciye dönüştürmüyoruz. Denge, zarafet, zeytinin doğasının doğru ifadesi aradığımız.
Asitlik, Polifenol gibi herkesin ağzında olan, zeytinyağının kalitesi konusunda garanti olarak kabul etmediğimiz kavramlar üzerinden pazarlama yapmıyoruz. Bu zeytinin verebildiği kadar fenolü, alabildiğimiz en düşük asitlik düzeyini hedeflemediğimiz anlamına gelmiyor. Ancak bu değişken ve manipüle edilmesi çok kolay olan değerleri zeytinyağımızın adı soyadı yapmıyoruz.
Değer verdiğimiz başlıca kriter zeytine saygı. Dengeli ve temiz ürün. Bunu elde edince gerisi zaten oluyor ve bunu raporlarla ispatlama ihtiyacı duymuyoruz. Raporlardan çok damağına, bize güvenen müşteri istiyoruz.
Malum ekipte İtalya’nın zeytinyağlarının burnundan sorulduğu bir sıfırcı hoca var. Kendi kendimizin en acımasız jürisiyiz. Kendi yüksek standartlarımıza uymayan hiçbir zeytinyağını satışa sunmuyoruz. Eğer satış yelpazemizde görüyorsanız, o yağ bizim için yeterince iyidir. Dünyanın geri kalanı için de…
Yarışmalara katılmıyoruz. Çünkü kendi sıfırcı hocamız var. Bir gün katılmayı hayal ettiğimiz iki yarışma var. Zeytinyağlarımız şu anda da bu yarışmalarda varlık gösterebilecek kalitede ama bu kaliteyi daha büyük miktarlara taşıyabildiğimizde kendimizi mezun olmuş kabul edeceğiz ve dünyanın en iyi iki yarışmasında gövde göstereceğiz.

