Zeytin İncir ağacıyla birlikte insanlığın ilk ehlileştirdiği ağaçlardan biri kabul ediliyor. Yaban zeytinin tarihi elbette daha eskilere dayanıyor ama bildiğimiz haliyle zeytin Küçük Asya’da doğuyor. İnsanoğlu bronz çağında daha iyi verim aldığı, daha kolay çalıştığı çeşitleri seçiyor, çoğaltıyor, aşılıyor, göçtüğü yere yanında taşıyor.
En yaşlı zeytinyağı amforası ise Girit’li. 3500 yaşında.
Akdeniz’i tanımlayan bu güzeller güzeli ağaç binlerce yıldır insanlığa ısı, ışık, besin, ilaç oluyor.
Romalı doğa bilimci filozof Columella zeytin ağacı için “Olea Prima Ominius Arborum Est” (Zeytin her ağaçtan önce gelir) der. Bu öncelik zeytinin ilk ehlileştirilen ağaçlardan biri olması dışında antik çağlardan bu yana tüm ağaçlardan daha önemli bir yere koyulmasından kaynaklanıyor.
Anadolu’da ilk kez ehlileşen zeytinin tüm Akdeniz havzasına yayılmasında büyük rolü olan Romalılar tarihin ilk zeytinyağıbilirleri. Mühendislik konusunda hala ellerine su dökemediğimiz Romalı’nın geliştirdiği teknoloji ve kalite konusundaki bilgi 20.yy başına kadar bir tek virgül bile değiştirilmeden uygulanmaya devam etti. Sanayi devrimiyle birlikte zeytincilik de yol kat etti ama zeytinyağı endüstrisinin altın çağı “hic e nunc” ( burada ve şimdi). Son 30 yıl zeytinyağı sıkım tekniklerinin gelişmesi açısından çok önemli. Parçası olduğumuz bu sessiz devrim sayesinde tarihin en kaliteli, Romalıları kıskandıracak zeytinyağlarına ulaşma şansımız var. Doğru ellerde, bilinçli yapıldığı sürece…