Üretici olarak yeni sezona hazırlanırken, tüketici olarak da zeytinyağı alırken nelere dikkat etmeliyiz konusunu işlemek şart oldu.
Tüketicinin zeytinyağı alırken öncelikle burun ve damağına güvenmesi gerekiyor. Tadımcı olmayabilirsiniz ama hepimizin doğruyu yanlıştan ayırmaya, hayatta kalmaya programlanmış bir koku ve tadım duyumuz var. Artık avcı toplayıcı kabileler halinde yaşamasak da konsantre olduğumuzda bir yiyeceğin tazeliği ve kalitesi konusunda fikir verecek biyolojik yapıya sahibiz.
O halde yapmamız gereken sadece zeytinyağı değil, vücudumuza aldığımız tüm gıdaların duyusal analizini olabilecek en iyi şekilde yapabilmek için burnumuzu, damağımızı eğitmek. Bu da etrafımızdaki kokuları hissedip, kaydetmekle oluyor. Havuzun klorundan, parkın kesilmiş çimenine, denizin iyotundan, çöpün amonyağına kadar günlük yaşantımızın parçası olan kokuların farkında olup kayıt altına almak, duyarlılığımızı yükseltmenin, daha bilinçli yiyiciler olmamızın ilk şartı.
Vücuda ve dünyaya faydası olduğuna ikna olduğumuz yağın damağımıza da uygun olup olmadığını anlamak için bolca zeytinyağını ekmeğin üzerine dökerek TATMIYORUZ. Mümkünse küçük bir cam bardak içinde, elimizde ovuşturup hafif ısıtarak tüm aromanın yükselmesini sağlıyoruz ve burnumuzu bardağa daldırıyoruz. Bir koca nefes alıyoruz. İyi zeytinyağı çok geniş bir yelpaze. Olgun hasat da iyi zeytinyağı olabilir. Elimizdeki erken hasat bir zeytinyağıysa hep yeşili, taze olanı çağrıştıran kokular aramalıyız. Çimen, yaprak, ot, çağla, badem, enginar, yeşil domates… Erken hasat zeytinyağımız yeşil yeşil kokmalı.
En genç tadımcımız Lorenzo Deniz Bottoni yağlarımızı profesyonel tadım bardaklarıyla değerlendiriyor…
Koku hafızanızda yeşil duygular, temiz, pozitif, sadece bitkiye dair çağırışımlar yapan zeytinyağını artık damak imtihanına sokabilirsiniz. Ağzınıza bir yudum zeytinyağı alıp, mümkünse dişleriniz kapalı şekilde ağzınızın içine oksijen veriyorsunuz. Bu işlem aromaları damağın içinde oksijen yardımıyla harekete geçirmeyi daha çok aroma tarayabilmemize yarıyor. Ağzınızda çevirdikten sonra yağı artık yutabilirsiniz ama yutmakla işsiz bitmiyor. Ağzınızı açmadan boğazınızdan burnunuza doğru ters yönde nefes veriyorsunuz.
Tüm bu işlem sırasında aramamız gereken burunda hissettiklerimiz damakta da var mı, artı lezzetler aldık mı, kaybolan oldu mu, acılık ve yakıcılık ne durumda… Tüm bunların armonisi zeytinyağının kalitesini belirliyor. Aslolan sizin hoşunuza gitmesi. Acılık ve yakıcılık kaçınılmaz. Derecesi zeytinin çeşidine, sıkım şekline bağlı. En acı, yakıcı olan en iyisi diye bir şey yok. Unutmayalım, bir mutfakta farklı meyvemsilik, acılık ve yakıcılıkta yağlar bulunmalı. Doğru yemeğe, doğru zeytinyağı…
Yüzde yüz kompost yapılabilen Bicolio zeytinyağı tadım bardaklarının Türkiye temsilcisiyiz
